Soğuk Savaş Döneminin Gizemli Ölümü: Dr. Frank Olson'un MKUltra İlişkisi
Dr. Frank Olson’un 1953 yılında yaşanan gizemli ölümü, CIA'nın MKUltra programı ile bağlantılı olarak yeniden gündeme geldi. Yeni belgeler, bu olayın ardındaki karanlık sırları açığa çıkarıyor. CIA için çalışan biyolojik savaş bilimcisi Dr. Olson’un ölümü, ailesinin iddiaları ve ortaya çıkan belgelerle birlikte tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Gizli Zihin Kontrol Programı MKUltra
1953-1964 yılları arasında CIA tarafından yürütülen MKUltra programı, sorgulamalarda kullanılabilecek, kişileri zayıflatacak, beyin yıkama ve psikolojik işkence yoluyla itiraflara zorlayacak prosedürler ve ilaçlar geliştirmeyi amaçlıyordu. CIA sözcüsü, programın 1963’te sonlandırıldığını ve bu süreçte etik kaygılar nedeniyle bilgilerin sınıflandırılmasının kaldırıldığını belirtti. Bu açıklamalar, CIA'nın geçmişteki uygulamaları hakkında daha fazla şeffaflık sağlama çabası olarak değerlendirildi.
Dr. Frank Olson, MKUltra programı üzerinde çalışan en yetkin bilim insanlarından biriydi. Ancak, 1953 yılında New York’taki bir otel odasında hayatını kaybetti. Olayın intihar olarak değerlendirilmesi, yeni belgelerin ortaya çıkmasıyla birlikte sorgulanmaya başlandı. Bu belgeler, Dr. Olson’un ölümüne dair yeni şüpheler doğurdu.
Dr. Olson’un Son Günleri
Yeni belgeler, Dr. Olson’un patronu Vincent Ruwet’in açıklamalarını içeriyor. Ruwet, Dr. Olson’un Deep Creek Gölü deneyi sırasında ve sonrasındaki ruh halini ayrıntılı olarak anlatıyor. Ruwet, Dr. Olson’un sosyal bir kişi olduğunu, ancak deney sonrası tedirgin göründüğünü ifade etti. Bu durum, MKUltra deneyinin getirdiği koşullar altında anormal değildi.
Dr. Olson, 23 Kasım’da Ruwet ile bir araya gelerek işten çıkarılması mı yoksa istifa etmesi mi gerektiğini sordu. Ruwet, bilim insanının davranışlarının kötüleştiğini belirtti. 24 Kasım’da Dr. Olson’un ofisinde telaşlı bir şekilde görüldüğü ve psikiyatrik yardıma ihtiyaç duyduğu ortaya çıktı. Bu durum, onun ruh halinin giderek kötüleştiğini gösteriyordu.
Uçuş ve Psikolojik Durum
Dr. Olson, New York’a giden bir uçağa bindiğinde kaygılıydı ve birinin onu kaçırmaya çalıştığı hissine kapıldı. Psikiyatristle görüşme sırasında, Dr. Olson’un şüpheleri nedeniyle görüşme yarıda kesildi. Bu durum, onun psikolojik durumunun ciddiyetini gözler önüne serdi. Ruwet, Dr. Olson’un ruh halinin daha da kötüleştiğini ve polisin peşinde olduğunu düşündüğünü aktardı.
Dr. Olson, psikiyatristi tekrar görmek üzere New York’a dönmeye karar verdi. Ancak, bu kararından sonra Dr. Olson ve Ruwet bir daha görüşmedi. Dr. Olson, New York’taki bir otel odasında ‘düşerek’ hayatını kaybetti. Bu olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğu hala tartışma konusudur.
Ölümün Ardındaki Gizem
1994 yılında Dr. Olson’un en büyük oğlu, babasının cesedini mezardan çıkardı. Patolog, Dr. Olson’un yüzünde yaralanmalar olmadığını ve odasında öldürülüp pencereden atıldığını belirtti. Ailesi, Dr. Olson’un işin doğası gereği rahatsız olmaya başladığını ve güvenlik riski oluşturduğuna dair işaretler gösterdiğini düşünüyor. Bu durum, onun ölümünün ardındaki gizemi daha da derinleştiriyor.
New York Bölge Savcılığı, 1996 yılında Olson’un ölümüyle ilgili dosyayı yeniden açtı. Uzun bir soruşturmanın ardından ölüm nedeni intihardan ‘bilinmiyor’a çevrildi. Dr. Olson’un yeğeni Paul Vidich, “Çok fazla şey bilen biriydi, bu nedenle öldürüldü” açıklamasında bulundu. Bu durum, Soğuk Savaş döneminin karanlık sırlarını bir kez daha gün yüzüne çıkarıyor.